قوله
تعالى { يا
أيها الذين
آمنوا اتقوا
الله وكونوا
مع الصادقين }
182- "Ey inananlar!
Allah'tan Sakının ve Doğrularla Beraber Olun" (Tevbe 119)
أنا يوسف بن
سعيد حدثنا
حجاج بن محمد
نا ليث بن سعد
حدثني عقيل عن
بن شهاب قال
أخبرني عبد الرحمن
بن عبد الله
بن كعب بن
مالك أن عبد
الله بن كعب
بن مالك وكان
قائد كعب من
بنيه حين عمي
قال سمعت كعب
بن مالك يحدث حديثه
حين تخلف عن
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
في غزوة تبوك
قال فبينما
أنا جالس على
الحال التي
ذكر الله منا
قد ضاقت علي
نفسي وضاقت علي
الأرض بما
رحبت سمعت
صارخا أوفى
على جبل بأعلى
صوت يا كعب بن
مالك أبشر قال
فخررت ساجدا
وعرفت أن قد
جاء فرج وآذن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بتوبة
الله علينا
حين صلى صلاة
الفجر فدهم
الناس
يبشرونا وذهب
قبل صاحبي
مبشرون وركض
رجل إلي فرسا
وسعى ساع من
أسلم فأوفى
على جبل فكان
الصوت أسرع من
الفرس فلما
جاءني الذي
سمعت صوته
بشرني نزعت
ثوبي فكسوته
إياهما بشارة
والله ما أملك
غيرهما واستعرت
ثوبين
فلبستهما
وانطلقت إلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فتلقاني
الناس فوجا فوجا
يهنئوني
بالتوبة
يقولون
لتهنئك توبة
الله عليك قال
كعب حتى دخلت
المسجد فإذا
برسول الله
صلى الله عليه
وسلم جالسا
حوله الناس
فقام إلي طلحة
بن عبيد الله
يهرول حتى
صافحني وهنأني
ووالله ما قام
إلي رجل من
المهاجرين
غيره ولا
أنساها لطلحة
قال كعب فلما
سلمت على رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
وهو يبرق وجهه
من السرور
أبشر بخير يوم
مر عليك منذ
ولدتك أمك فقلت
من عندك يا
رسول الله أو
من عند الله
قال لا بل من
عند الله وكان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا سر
استنار وجهه
كأنه قطعة قمر
وكنا نعرف ذلك
منه فلما جلست
بين يديه قلت
يا رسول الله
إن من توبتي
أن أنخلع من
مالي صدقة إلى
الله تبارك
وتعالى وإلى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أمسك عليك بعض
مالك فهو خير
لك قلت فإني
أمسك سهمي
الذي بخيبر
قلت يا رسول
الله إن الله
تعالى إنما
أنجاني
بالصدق وإن من
توبتي ألا
أحدث إلا صدقا
ما بقيت
فوالله ما أحد
من المسلمين
أبلاه الله في
صدق الحديث
منذ ذكرت ذلك
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم أحسن مما
أبلاني وما
تعلمون منذ
ذكرت ذلك لرسول
الله صلى الله
عليه وسلم
كذبا وإني
لأرجوا أن
يحفظني الله
فيما بقي
فأنزل الله عز
وجل { لقد تاب
الله على
النبي
والمهاجرين
والأنصار الذين
اتبعوه في
ساعة العسرة }
تلا إلى {
الصادقين }
فوالله ما
أنعم الله علي
من نعمة قط
بعد أن هداني
للإسلام
بأعظم في نفسي
من صدق رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يومئذ الا
أكون كذبته
فأهلك كما هلك
الذين كذبوه
حتى أنزل الوحي
بشر ما قال
لأحد سيحلفون
بالله لكم إذا
انقلبتم
إليهم
لتعرضوا عنهم
إلى الفاسقين
قال كعب وكنا
تخلفنا أيها
الثلاثة عن
أمر أولئك
الذين قبل
منهم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حين
حلفوا له
فبايعهم
واستغفر لهم
وأرجأ رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أمرنا حتى قضى
الله فيه
فلذلك قال
الله عز وجل
وعلى الثلاثة
الذين خلفوا
وليس الذي ذكر
الله تخلفا عن
الغزو وإنما
هو تخليفه
إيانا
وإرجاؤه
أمرنا عمن حلف
له واعتذر
إليه فقبل منه
[-: 11168 :-] Ka'b b. Malik gözlerini
kaybettiği zaman ona kılavuzluk eden oğlu Abdullah b. Ka'b b. Malik, Ka'b'ın
Tebuk Gazvesine katılmadığı zamanı şöyle anlattığını nakleder: Ben Allah'ın
vasıflandırdığı bir şekilde sıkıntılı ve bütün genişliğine rağmen yeryüzü bana
dar gelmiş bir halde otururken, dağın üzerine çıkmış olan bir kişinin sesini
işittim. O, en yüksek sesiyle: "Ey Ka'b. b. Malik, müjde!" diyordu.
Bunun üzerine secdeye kapandım. Artık kurtluşun geldiğini anlamıştım.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), sabah namazını kıldıktan sonra,
Allah'ın tövbemizi kabul ettiğini ilan etmiş. insanlar, bizleri müjdelemek için
gelmişler. iki arkadaşıma müjdeciler gitmiş. Bir kişi de atına binip bana
gelmek için sürmüş. Eslem kabilesinden bir kişi koşup dağa (müjdeyi haykırmak
için) çıkmıştı. Ses attan daha hızlı geldi. Sesini duyduğum kişi yanıma gelip
beni mÜjdeleyince, ödülolarak elbisemi çıkarıp ona giydirdim. Valiahi ondan
başka da elbisem yoktu. iki elbise ödünç alıp giydim ve Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gittim. insanlar grup grup beni karşılıyor, tövbemin kabul
edilişi sebebiyle beni tebrik ediyor ve: "Allah'ın tövbeni kabul etmesi
mübarek olsun" diyorlardı. Mescid'e girdiğimde Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in oturduğunu ve etrafında insanların olduğunu gördüm. Talha
b. Ubeydillah koşarak gelip benimle musafaha etti ve tebrik etti. Valiahi!
Muhacirlerden, ondan başka kimse gelmedi. Talha'nın bu hareketini hiç unutamam.
Mutluluktan yüzü parlayan Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e selam verince:
"Annenin seni doğurduğu günden beri geçen günlerin en hayırlı bir günü
sana kutlu olsun!" dedi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bu senin
tarafından mı, yoksa Allah katından mı?" diye sorunca, Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır benim tarafımdan değil, Allah
tarafından" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sevinince
yüzü bir ay parçası gibi aydınlanırdı ve biz onun mutlu olduğunu anlardık. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde oturunca: "Ey Allah'ın Resulü!
Benim, Allah ve Resulü yolunda sadaka olarak bütün malı mda n feragat etmem
tövbe edişimin bir bölümü idi" dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Malların bir kısmını elinde tut. Bu, senin için daha hayırlıdır"
buyurdu. Bunun üzerine ben: "Hayber'deki hissemi kendime alıkoyayım"
deyip şöyle devam ettim: "Ey Allah'ın Resulü! Allah beni doğrulukla
kurtardı. Tövbemin bir gereği olarak da hayatta kaldığım sürece doğru olmayan
bir söz söylemeyeceğim. (Ka'b devamla) dedi ki: Allah'a yemin ederim, ben bunu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söylediğim günden bu güne kadar Yüce
Allah'ın, Müslümanlardan hiçbir kimseyi beni kendisiyle lütuflandırdığından
daha güzeliyle doğruluk sebebiyle lütuflandırmış olduğunu bilmiyorum. Allah'a
yemin ederim, bunu Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e söylediğim günden bu
yana bir defa olsun yalan söylemek kastım olmadı. Ömrümün geri kalan bölümünde
de Allah'ın beni koruyacağını ümid ederim. Bununla ilgili olarak Aziz ve Celil
olan Allah da; "And olsun ki, Allah, sıkıntılı bir zamanda bir kısmının
kalbieri kaymak üzere iken Peygamber'e uyan Muhacirlerle Ensar'ın ve
Peygamberin tövbelerini kabul etti. Tövbelerini, onlara karşı şefkatli ve merhametli
olduğu için kabul etmiştir. Bütün genişliğine rağmen yer onlara dar gelerek
nefisleri kendilerini sıkıştırıp, Allah'tan başka sığınacak kimse olmadığını
anlayan, savaştan geri kalmış üç kişinin tövbesini de kabul etti. Allah, tövbe
ettikleri için onların tövbesini kabul etmiştir. Çünkü O tövbeleri kabul eden,
merhametli olandır. Ey inananlar! Allah'tan sakının ve doğrularla beraber
olun" (Tevbe 117, 118, 119) buyurdu. Biz, bu üç kişi Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yemin edip onun da kendilerine biat ettiği,
kendileri için mağfiret dilediği o kimselerden geriye bırakılmış ve Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim işimizi, Allah hakkımızda hüküm verinceye
kadar sonraya ertelemişti. işte bundan dolayı Yüce Allah: "Geri bırakılan
üç kişinin de ... " (Tevbe 118) diye buyurdu. Yoksa Allah'ın, sözünü
ettiği geri bırakıımamız bizim gazadan geri bırakılışımız değildir. Bu, sadece
durumumuzu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yemin edip özür beyan
eden ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in de onun mazeretini kabul
ettiği kimselere göre işimizi sonraya ertelemesinden ibaretti.
Hadis burada
kısaltılarak verilmiştir.
Tuhfe: 11131
Diğer tahric: Buhari
2757, 2947, 2948, 2949, 2950, 3088, 3556, 3889, 3951, 4418, 4673, 4676, 4678,
6255, 6690, 7225; el-Edebu'I-Müfred 944; Müslim 716, 2769; Ebu Davud 2202,
2605, 2773, 2781, 3317, 3318, 3319, 3321, 4600; İbn Mace 1393; Tirmizi 3102;
Ahmed b. Hanbel 15789;